ABD’NİN İPİYLE KUYUYA İNİLMEZ

Gazeteci Bereket Kar’ın sosyal medya sayfasından paylaştığı ve BAE’nin SKY Haber’e dayandırdığı ancak tarih vermediği paylaşımında, Başkan Trump’ın Suriye’den ABD askeri güçlerini çekeceği açıklaması yaptığını iddia etti. Söz konusu paylaşıma göre Trump; “Amerikan güçlerinin Fırat’ın doğusundan çekileceğini, Türkiye’nin kendi güvenliğini savunma hakkına sahip olduğunu” açıklamış. Aynı açıklamada Trump, “PKK’yi destekleyen SDG ve SDG’yi destekleyenleri terör örgütleri olarak kabul ettiklerini ve onlara karşı Türkiye’nin mücadelesini destekliyoruz” demiş.

ABD’NİN İPİYLE KUYUYA İNİLMEZ
ABD’NİN İPİYLE KUYUYA İNİLMEZ
Mehmet Güzel 9 Kasım 2024
Gazeteci Bereket Kar’ın sosyal medya sayfasından paylaştığı ve BAE’nin SKY Haber’e dayandırdığı ancak tarih vermediği paylaşımında, Başkan Trump’ın Suriye’den ABD askeri güçlerini çekeceği açıklaması yaptığını iddia etti.
Söz konusu paylaşıma göre Trump; “Amerikan güçlerinin Fırat’ın doğusundan çekileceğini, Türkiye’nin kendi güvenliğini savunma hakkına sahip olduğunu” açıklamış. Aynı açıklamada Trump, “PKK’yi destekleyen SDG ve SDG’yi destekleyenleri terör örgütleri olarak kabul ettiklerini ve onlara karşı Türkiye’nin mücadelesini destekliyoruz” demiş.
Henüz bu haberin başka kaynaklardan doğrulanma olanağı olmadı. Ama Trump’ın, görevi devralmadan önce birçok konuda açıklama yapması beklenebilir. Yaptığı ve yapacağı açıklamalar şimdilik onun kişisel fikri olarak kabul edilmeli. Göreve geldikten sonra ABD’nin kurumsal devlet aklı devreye girer ve bölgeye yönelik olarak planlanmış, uygulamaya sokulmuş olan uzun vadeli politikalar yaşam bulur. Bu devlet politikalarının köklü olarak değişme ihtimali çok zayıf. Ancak yine de hiç yok, diyemeyiz. Esas amaca yönelik taktiksel değişiklikler olması her zaman mümkündür. Ortadoğu’da esas amaç; bölge Direniş Ekseni güçlerinin zayıflatılması ve İran’ın, İsrail’e tehdit olmaktan çıkarılmasıdır.
Bu hedef gerçekleşir mi?
Çok zor.
Ama ABD ve İsrail bu amaç için uğraşıyor ve bir türlü başarı sağlayamıyor. Yeni bir taktik ile Türkiye’yi bu amaç için kullanma yoluna girerlerse yeni ilişki ve mevzilenme ihtimali gündeme gelebilir. ABD, Ortadoğu’da önemli bir askeri güç olan Türkiye’yi kontrolü altında tuttuğu cihatçı terör örgütleri ile beraber Suriye ve İran’a karşı kullanmaya karar verirse PYD’yi gözden çıkarabilir.
ABD Suriye’den güçlerini çekmeye karar verirse doğacak olan boşluğu tamamen Suriye’ye bırakmak yerine Türkiye’ye terk etmek ve bunun karşılığında Türkiye’den, ABD çıkarları doğrultusunda hizmet beklemek isteyebilir. Bu, sadece bir ihtimal ama yabana atılmaması gereken bir ihtimal. Daha önce Türkiye Esat ile görüşmek için can atar ve herkesi bunun için arabulucu yapmaya çalışırken şimdi bundan vazgeçti. Artık Suriye ile normalleşmeden bahsetmez oldu. Hatta bunun tersine, Hakan Fidan ağzıyla, Suriye’nin normalleşmeye niyetli olmadığını, çünkü “muhalifleri iktidara ortak etmeye hazır olmadığını” ifade etmeye başladı. Düne kadar Suriye’yle barışmak için can atan Türkiye’nin bu ani tavır değişikliği bazı hesaplara bağlı olmalıdır. Bu hesaplar, Ortadoğu’da yakın zamanda kopması beklenen kıyameti fırsat olarak değerlendirip sınırlarını genişletme ve Kürt hareketini ezme amacı doğrultusunda kuruluyor.
Büyük oyunlar tezgahlayanlar çoğu zaman büyük hüsranlar yaşıyorlar. ABD ve İsrail bunların başında geliyor. Türkiye de bu hüsran yaşayanlar kervanına dahil olabilir. Kaderini ABD’ye bağlayan her güç bu hüsranı yaşayabilir. Çünkü ABD’nin ipiyle kuyuya inilmez. İnilirse de o kuyudan çıkılamaz.
Mehmet Güzel 9 Kasım 2024
Gazeteci Bereket Kar’ın sosyal medya sayfasından paylaştığı ve BAE’nin SKY Haber’e dayandırdığı ancak tarih vermediği paylaşımında, Başkan Trump’ın Suriye’den ABD askeri güçlerini çekeceği açıklaması yaptığını iddia etti.
Söz konusu paylaşıma göre Trump; “Amerikan güçlerinin Fırat’ın doğusundan çekileceğini, Türkiye’nin kendi güvenliğini savunma hakkına sahip olduğunu” açıklamış. Aynı açıklamada Trump, “PKK’yi destekleyen SDG ve SDG’yi destekleyenleri terör örgütleri olarak kabul ettiklerini ve onlara karşı Türkiye’nin mücadelesini destekliyoruz” demiş.
Henüz bu haberin başka kaynaklardan doğrulanma olanağı olmadı. Ama Trump’ın, görevi devralmadan önce birçok konuda açıklama yapması beklenebilir. Yaptığı ve yapacağı açıklamalar şimdilik onun kişisel fikri olarak kabul edilmeli. Göreve geldikten sonra ABD’nin kurumsal devlet aklı devreye girer ve bölgeye yönelik olarak planlanmış, uygulamaya sokulmuş olan uzun vadeli politikalar yaşam bulur. Bu devlet politikalarının köklü olarak değişme ihtimali çok zayıf. Ancak yine de hiç yok, diyemeyiz. Esas amaca yönelik taktiksel değişiklikler olması her zaman mümkündür. Ortadoğu’da esas amaç; bölge Direniş Ekseni güçlerinin zayıflatılması ve İran’ın, İsrail’e tehdit olmaktan çıkarılmasıdır.
Bu hedef gerçekleşir mi?
Çok zor.
Ama ABD ve İsrail bu amaç için uğraşıyor ve bir türlü başarı sağlayamıyor. Yeni bir taktik ile Türkiye’yi bu amaç için kullanma yoluna girerlerse yeni ilişki ve mevzilenme ihtimali gündeme gelebilir. ABD, Ortadoğu’da önemli bir askeri güç olan Türkiye’yi kontrolü altında tuttuğu cihatçı terör örgütleri ile beraber Suriye ve İran’a karşı kullanmaya karar verirse PYD’yi gözden çıkarabilir.
ABD Suriye’den güçlerini çekmeye karar verirse doğacak olan boşluğu tamamen Suriye’ye bırakmak yerine Türkiye’ye terk etmek ve bunun karşılığında Türkiye’den, ABD çıkarları doğrultusunda hizmet beklemek isteyebilir. Bu, sadece bir ihtimal ama yabana atılmaması gereken bir ihtimal. Daha önce Türkiye Esat ile görüşmek için can atar ve herkesi bunun için arabulucu yapmaya çalışırken şimdi bundan vazgeçti. Artık Suriye ile normalleşmeden bahsetmez oldu. Hatta bunun tersine, Hakan Fidan ağzıyla, Suriye’nin normalleşmeye niyetli olmadığını, çünkü “muhalifleri iktidara ortak etmeye hazır olmadığını” ifade etmeye başladı. Düne kadar Suriye’yle barışmak için can atan Türkiye’nin bu ani tavır değişikliği bazı hesaplara bağlı olmalıdır. Bu hesaplar, Ortadoğu’da yakın zamanda kopması beklenen kıyameti fırsat olarak değerlendirip sınırlarını genişletme ve Kürt hareketini ezme amacı doğrultusunda kuruluyor.
Büyük oyunlar tezgahlayanlar çoğu zaman büyük hüsranlar yaşıyorlar. ABD ve İsrail bunların başında geliyor. Türkiye de bu hüsran yaşayanlar kervanına dahil olabilir. Kaderini ABD’ye bağlayan her güç bu hüsranı yaşayabilir. Çünkü ABD’nin ipiyle kuyuya inilmez. İnilirse de o kuyudan çıkılamaz.