AHMET KAYA'YI AZ BİLİNEN YANLARIYLA ANMAK

Ahmet Kaya, Avrupa’da düzenlenen mitinglerde Mihrac Ural ve diğer yoldaşlarımızla beraber örgüt flaması altında ve kortejimizde yer aldı. Kimi Merkez Komitesi toplantılarına şeref üyesi olarak katıldı. Merkez Komitesi asli üyeliğine önerildi. Ancak bir sonraki değerlendirmeye kadar şeref üyesi olarak kalması uygun görüldü. Ne yazık ki bir sonraki değerlendirmeye ömrü yetmedi.

AHMET KAYA'YI AZ BİLİNEN YANLARIYLA ANMAK
AHMET KAYA'YI AZ BİLİNEN YANLARIYLA ANMAK
Mehmet Güzel 16 Kasım 2024
Ahmet Kaya yoldaşımız 24 yıl önce bugün hayata veda etti. O, her toplumsal kesimden milyonlarca insanın gönlüne taht kurmuş ve ülkemizin ortak değeri haline gelmiş bir devrimci sanatçıydı. Onun sanatçı kişiliği ve devrimci dik duruşu bütün sevenleri tarafından hatta sınıfsal olarak karşıtları tarafından da biliniyor. Biz bugün burada Ahmet Kaya’nın bilinmeyen örgütlü yanı ile ilgili yanlarına değineceğiz.
Ahmet Kaya ile Mihrac Ural’ın yolları kesiştiği andan itibaren aralarında teorik görüş alışverişi, siyasi sohbetler ve ülke ve dünyaya dair çözümlemeler başladı. Ahmet Kaya’nın ölümüne kadar bu sıkı bağ hem Mihrac Ural hem de Kemal Bayram ve diğer yoldaşlarla devam etti. Bu teorik ilişki, Ahmet Kaya’nın “ben örgütümü buldum” diyeceği bir evreye ulaştı.
Mersin konserinde, Antakya konserinde ve başka zamanlarda bütün ekibiyle birlikte Antakya’da yoldaşlarımızın konuğu olurdu. Yemekli içkili ve derin sohbetli akşamlamalar gecenin geç saatlerine kadar devam ederdi. En son Antakya konseri sonrasında soluğu yine yoldaşlarımızın evinde almış ve gecenin geç saatlerine kadar sohbet edilmişti. O sohbette Ahmet yoldaş, “ileriki bir zamanda bir konser organizasyonu yapın, bu konserden hiçbir ücret almayacağım, gelirini devrimci mücadelede kullanırsınız” diye söz vermişti. Ancak bu sözünü yerine getirme zamanı bulamadan o çatal bıçaklı linç girişimi yaşandı ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Ahmet Kaya, Avrupa’da düzenlenen mitinglerde Mihrac Ural ve diğer yoldaşlarımızla beraber örgüt flaması altında ve kortejimizde yer aldı. Kimi Merkez Komitesi toplantılarına şeref üyesi olarak katıldı. Merkez Komitesi asli üyeliğine önerildi. Ancak bir sonraki değerlendirmeye kadar şeref üyesi olarak kalması uygun görüldü. Ne yazık ki bir sonraki değerlendirmeye ömrü yetmedi.
Ahmet Kaya, "Karar Vermek Zor" adlı şarkıyı Malatya Beylerderesi'nde öldürülen kurucu önderlerimiz İlker Akman, Yusuf Ziya Güneş ve Hasan Basri Temizalp için besteledi:
"Malatya'dan çıktım yola, yollar yanıyor
Düşman sarmış dört yanımı, kurşun saçıyor
Düşmüşüm bir çukura, canım yanıyor
Yaşasam mı, ölsem mi?
Karar vermek zor
Düşmüşüm bir çukura, canım yanıyor
Yaşasam mı, ölsem mi?
Karar vermek zor
Beyler deresinde kardaş, pusu kurdular
Dağda çadır çadır açtılar, tüfek çaktılar
İlker kardeşi canımdan, canımdan vurdular
Yaşasak mı, ölsek mi?
Karar vermek zor
İlker kardeşi canımdan, canımdan vurdular
Yaşasam mı, ölsem mi?
Karar vermek zor"
Bütün yoldaşlarımızda Ahmet Kaya sevgisi çok güçlü ve derindir. Ahmet Kaya hayattayken yukarıda açıkladığım bilgilere az sayıda yoldaşım vakıftı. Ama bu bilgilere vakıf olmadığı halde istisnasız bütün yoldaşlarımızda derin bir Ahmet Kaya sevgisi vardı. Ama örgütsel olarak onun aramızdaki yerini bilenlerin bu sevgisi ve yoldaşlık bağı bambaşka bir derinlik taşıyor. Bu duygu karşılıklı vefa duygusudur. Bu, yoldaşlığın gereği olan birbirine sımsıkı tutunma ve sahiplenme davranışıdır.
Kemal Bayram yoldaşımız vefat etmiş ve cenazesini Türkiye’ye uğurlamak üzere Paris’e gitmiştim. Uğurlama töreni sonrası Ahmet Kaya’nın ve Yılmaz Güney’in mezarlarını ziyaret etmek üzere mezarlığa gittim. Ahmet Kaya’nın mezarı başında, üzerinde “Kemal Bayram” yazılı henüz taze bir demet çiçek gördüm. Anladım ki Kemal Bayram yoldaşımız öldüğü gün bu çiçek demetini çocukları aracılığıyla Ahmet Kaya’nın mezarına göndermiş ve bir bakıma onunla vedalaşmıştı. Hem Kemal Bayram’ın, öldüğü gün yaptığı bu davranış, hem de Kemal Bayram’ı Türkiye’ye uğurlama töreninden sonra Ahmet Kaya’nın mezarına giderek bu olaya tanık olmam, aramızdaki yoldaşlık bağının manevi gücünün göstergesiydi.
Ölümünün yıl dönümünde Ahmet Kaya’yı özlem ve saygıyla anıyorum. Eserleri ve mücadelesiyle milyonların yüreğinde silinmeyecek bir yere sahip olması dolayısıyla ölümsüz olan yoldaşımız bizim yüreğimizde ise apayrı ve müstesna yere sahip olarak mücadelemizde yaşamaya devam edecektir.