Antep Beşiktaş'tan daha iyi oynadı
Galiba İstanbul Dukalığına ait takımların bir oyun planı ve sistemine ihtiyaçları yok. Bu sezon ne Fenerbahçe ne Galatasaray ve ne de Beşiktaş, futbol oyununun iç sistematiklerine hiç itibar etmediler.
Ali Fikri IŞIK
Galiba İstanbul Dukalığına ait takımların bir oyun planı ve sistemine ihtiyaçları yok. Bu sezon ne Fenerbahçe ne Galatasaray ve ne de Beşiktaş, futbol oyununun iç sistematiklerine hiç itibar etmediler. Sanki ’’büyüklüklerine’’, ihtişamlı varlıklarına ve görkemli gövdelerine sistemler dar geliyormuş gibi, tuhaf bir vurdum duymazlık içindedirler. Kim bilir, elbette onlar daha iyi bilir! Belki de sistematik oyunların miladı dolmuştur. Belki de sistemleri aşan bir yeni buluşun eşiğindedirler! Bilmiyorum. Bildiğim tek şey ekonomik olarak iflas ettikleri ve devletin eteklerine dolandıklarıdır. Zaten köy ihtiyar heyetini seçmek gibi, hala dernekler yasası esaslarına göre seçilmeyi içlerine sindirdiklerine göre, dünyayı da bir köy sanıyorlar. Olabilir. Küreselleşme dünya bir köy oldu diyordu!..
Beşiktaş Sergen Yalçın’a yol verdi. Yerine gelen altyapıdan yetişme Karaveli’ de Sergen’in yolunu takip ediyor. Daha doğrusu Sergen Yalçın'ının mirasçısı gibi davranıyor. Oyunun ihtiyaç duyduğu örüntüleri ilmik, ilmik dokumadan, salt tempo yaparak, ünlü ayaklarıyla sonuç arıyor. Doğrusu Antep maçında Beşiktaş tipik bir ahbap topluluğu gibi, keyfi bağlarla birbirine bağlanmış bir arkadaş grubu gibi maçı oynadı. Öte taraftan Antep spor, Erol Bulut’tan gelen bir takım olma ciddiyetiyle, Beşiktaş’a karşı duruyordu.
Antep, Erol Bulut’un futbolcu geçmişinde yaptığı gibi savunmada sağlam durdu. Oyun alanını daralttı ve top Beşiktaş'a geçince, topun olduğu bölgeyi çok adamla baskıladı. Bu baskı, her top kapışında, Antep spor’a hızlı kontra yapma imkânı tanıdı. Ve İzlediğim bu Antep spor en pürüzsüz biçimde hızlı kontra yapan takımdı. Özellikle sahanın göbeğinde yaptıkları pas, iade paslarla, rakip alana geçmek için ciddi boş alanlar yarattılar ve hiç sıkıntıya girmeden Beşiktaş ceza sahasının içine kadar gelebildiler. Bu çok ciddi bir oyun başarısıdır. Eksik olan tek şey final vuruş organizasyonuydu. Muhammed biraz daha paylaşımcı olabilse, belki bu maçta bile, bu sorunu çözebilirlerdi.
Aslında Antep oynadı, Beşiktaş oynamadan sadece kazandı dersek, bu maçı adil bir biçimde özetlemiş oluruz.
Sivas spor Avcı’yı Üzdü.
Birkaç haftadır Abdullah Avcı’da görünen panik havası, nihayet kendini dışa vurdu ve Sivas maçında kırmızı kart görerek, onu saha dışına savurdu. Oysa panik yapacak bir durum yoktu. Visca transferiyle sağ kanat hücumu ve oyunu güçlendirilmiş ve nihayet sol kanat içinde Yusuf Erdoğan transfer edilmişti. Bundan şunu anlamak lazım; Avcı, bu iki transfer ile hücum planına biraz daha akıl taşımayı öncelikleri arasına almış. Peki bu kadar akılcı hamleler yapan bir adam eylem anına da yani sahanın kenarında artık neden kendisini kontrol edemiyor.
Bir teknik adamın futbolu bilmesi bir olumluluktur ama futbolu bilmesinden daha önemli ve değerli bir şey, futbolu uygulamayı bilmesidir. Uygulama işi esastır ve bu esas işte psikoloji çok önemlidir. Bu şuna benziyor; bizim general savaşmayı çok iyi biliyor ama cephe hattında soğukkanlılığını kontrol edemiyor. İyi bir general cephede soğukkanlı duran generaldir.
Umarım bu panik havası Avcı’da ciddi arızalara yol açmaz. Avcı, kendisini toplayabilse ve Uğurcan da oynama iştahını yönetebilse Trabzonspor bu sezonun kesin şampiyonu olur. Sivas’ta yenilen gol, oynamak isteyen Uğurcan'ının obez iştahından kaynaklandı.