Avcı telafi etti, akıl en çok futbol’a lazım
’Akıllı insan hata yapmayan insan değildir; böylesi yoktur ve var olmamıştır. Akıllı insan hatasını çabuk telafi eden insandır.’’ Demiş aklın vasıtalarını keşif eden büyük filozof Aristo Teles.
Ali Fikri IŞIK
‘’Akıllı insan hata yapmayan insan değildir; böylesi yoktur ve var olmamıştır. Akıllı insan hatasını çabuk telafi eden insandır.’’ Demiş aklın vasıtalarını keşif eden büyük filozof Aristo Teles. Avcı, Antalya maçında, kendi ördüğü rasyonalitesinden kopmuş ve fantasmaya doğru yelken açmıştı. Bu rüzgâr hayırsız ve erken bir rüzgardı. Nitekim Antalya açıklarında gemi, alabora oldu. Her ne yaptığını bilen ve rotasından emin kaptan gibi, Avcı, kendi evinde hem çok temkinli hem de pürüzlerden arındırılmış bir oyunla karşıladı Hatayspor’u. Belli ki, ev ödevini de iyi çalışmıtı Avcı, rakip analizinden çıkan verileri, kendi oyununa da doğru monte etmişti.
Maçın başlamasıyla görüldü ki, Ruben Ribeiro nereye Dorukhan'da oraya gidiyor. Orta saha kurgusundan bağımsız olarak Dorukhan, bir markaj jokeri misyonuyla, Ruben Ribeiro’nun hayat verdiği Hatayspor makinasını geriye doğru itiyordu. Ruben Ribeiro’ya ihtiyaç duyduğu zaman ve alan verildiğinde, takımın bir orkestra şefi gibi yönetme yeteneğine sahip. Mesafe tanımaksızın attığı paslar, şiddeti ve yönü iyi ayarlanmış vuruşlar,onun çok kolaymış gibi gösterebildiği niteliklerindedir. Üstelik atletik olarak da çok güçlü ve topun dolaştığı bütün pozisyonlara yakın durmayı sezgisel olarak becerebilen bir futbolcu. Hatayspor’un başarısında kesinlikle büyük katkıları olan biri, Ruben Ribeiro.
Dorukhan'ının ısrarlı ve yakın markajıyla oyundan kopan Ruben, işlevsizleşince, Hatay spor doğal olarak geriye yaslandı. 3-4-2-1’in 3 v4’dü geride nöbet tutmaya başlayınca, Trabzonspor hem oynayacak geniş alanlar buldu hem de bir bütün olarak rakip yarı sahasına yerleşme imkânı. Yine geçen haftadan farklı olarak bu yerleşimde, bloklar ayrı değil bitişik hareket etti. Oyunun gerisi ile ileri yakınlaşınca, doğal olarak oyunun aklı da yakınlaştı. Bu akılın ortaklaşmasında Berat ve Hamsik’in ciddi katkıları oldu.
Berat çok temiz ve çok sağlam bir örgüyle birinci bölge ile ikinci bölge arasındaki bütün iletişimi sağladı. İlk yarıda ortaya çıkan oyun üstünlüğünün %72 olarak istatistiklere yansımasının iki kahramanı Berat ve Dorukhan'dı. Hem sağ koridorda hem sol koridorda amaçsız ve sahipsiz topların sayısı azalınca, Trabzonspor, topu rakibe vermeden kanat değiştirmeyi başarıyla sağladı.
Antalya maçından farklı olarak, birinci bölgenin merkezi kapatılmıştı. Yine Antalya maçından farklı olarak, hiç kimse rakip arkasına düz tek top atmayı denemedi. Rakibin arkasını düz tek top atmak, aslında aklın sefaletinden başka bir şeydir. Rakibin arkasına sarkmak için, orta saha bulmacalarına ihtiyaç var. Orta sahanın pas döngüleri, pas iade pas alışverişleri, bir bakıma rakip defansın dengesini bozar; işte böyle anlarda rakibin arkasına toplar atmak ya da arkaya sızmaya çalışmak hem anlamlı hem de akıllıca olur.
Maçın ikinci yarısında Ömer Erdoğan, Ruben Ribeiro’un pas opsiyonlarını ve markajdan kaçışını sağlamak için bazı önler alıp maça başladı. Bu önlemler ikinci yarının ilk dakikalarında sonuç üretecek gibi de duruyordu. Özellikle Muhammed Mert’in oyuna girişi, Berat ve Dorukhan pozisyonlarına sirayet etti. Trabzonspor tekrar toparlanıncaya kadar kalesinde üç tehdit gördü.
İlk yarıda kaleci Uğurcan’a ihtiyaç duymayan oyun, tıkır tıkır işliyordu. İkinci yarı da Uğurcan daha aktif hale gelince, amaçsız ve sahipsiz topların sayısı arttı. Birileri şu Uğurcan’a zaman ayırıp, ayak içlerini pürüzsüz hale getirmelidir. Takım tek paslarla alan geçiyor ama Uğurcan, sanki takımda böyle bir nitelik yokmuş gibi, uzun vurma iştahına engel olamıyor. Uğurcan'ının uzun vurduğu hiçbir topta isabet yoktu ve bilaistisna her top rakibe atak için bir ikrama dönüştü.
Küçük bir dip not; Avcı hala biraz kırılgan. Bence ikinci yarıda yapılan değişiklikler Bakesetas değişikliği hariç, biraz panik havasındaydı. Bakesetas etkisizdi; çünkü Dorukhan'ın gezginliğine ayak uyduramadı. Oyundan alınmayı hak etmişti. Ama diğerleri bana haklı ve mantıklı değişiklikler gibi görünmedi. Şampiyonluk yolu stresli bir yoldur ve stresi kontrol etmek, şampiyonluğu kontrol etmek demektir.