Aykan Atik Amedspor’u toparlamalıdır
Bu oyun ve gidişat hiç de hayra alamet değil. Takımın birinci bölgesiyle ikinci bölgesi arasında bir irtibat bir ilişki yok. Amedspor’un bu sezon ve bugün için en büyük sorunu, defans ve orta sahasının birbirinden kopuk ve örgütsüz olmasıdır.

Ali Fikri IŞIK
Bu oyun ve gidişat hiç de hayra alamet değil. Takımın birinci bölgesiyle ikinci bölgesi arasında bir irtibat bir ilişki yok. Amedspor’un bu sezon ve bugün için en büyük sorunu, defans ve orta sahasının birbirinden kopuk ve örgütsüz olmasıdır. Birinci bölge(defans) ile İkinci bölge(orta saha) arasında pas ve seçenek alternatifleri üzerine bina edilmiş bir oyun alışkanlığı yoksa, her takım gelir, sahanızda size zor anlar yaşatır. Kırşehir Belediye spor, Amedspor’un bu zaafını kullanarak bütün bir maç boyunca oyun inisiyatifini elinde tuttu. Ve maç doksan dakika boyunca Amedspor yarı sahasında oynandı. Neden; çünkü Amedspor defans ve orta sahası bitişik oynamadı. Neden ; çünkü bu iki oyun bloku arasında böyle bir oyun planlanması yapılmamıştı. Sırf bu yüzden Kırşehir her atakta kolayca Amedspor orta sahasını geçti ve Amedspor kalesinde tehlikeler yarattı. Aslında türbinlerdeki herkes bu büyük zaafı görüyordu. Çünkü Kırşehir her atakta Amedspor orta sahasını kolayca aşarak, ceza sahasına inme şansını yakalıyordu.
Kırşehir maçında oyun başlangıcı olarak, kaleciden başlayan açılış pasları niyetine, Kaleci Bekir ile önündeki iki stoper arasında herhangi bir pas alışverişine rastlamadım. Aynı şey kaleci ile iki kenar savunmacısı arasında da hiç gerçekleşmedi. Kaleci Bekir, pas atmayı hep uzun vurmak olarak düşündü ve gerçekleştirdi. Üşenmedim, attığı bütün uzun vuruşları saydım ve sonuçta gördüm ki, hiçbir uzun vuruş arkadaşları için pas haline gelmemiş. Tam tersine atılan her uzun vuruş, rakibe ikram edilen bir pas olmuş. Yazık. Bu böyle olmaz. Sol savunmacı Anıl önümde duruyordu. Muhlis de onun önünde ve her ikisi de pas alışverişine müsait bir konumda. Üstelik Anıl, Bekir’den top istiyor. El kol hareketi yapıyor, bağırıyor ama nafile, Bekir bir türlü sol tarafa bakmıyor ve topu Üstün ile Okan’nın olduğu bir bölgeye doğru atıyor. Ama o topa ne Üstün ne de Okan sahip olabiliyor.
Benzer bir dizi yanlış kararı anlatabilirim. Misal Bünyamin yürür. Bünyamin, kimin pas seçeneği ya da kim Bünyamin’in pas seçeneği. Bu sorunun yanıtı yok. Orta sahada pas seçenekleri organize edilmediği için herkes kafasına göre takılıyor. Ya da kafasını kaldırıp kimi görüyorsa ona atıyor. Bir de buna Bünyamin’in topla oynama sevdasını ekleyin, ortaya neden Amedsporun bu kadar büyük oranda top kaybıyla oynadığı ortaya çıkar.
Sonra top rakibe geçtiğinde ilk şok presi kim ya da kimler yapıyor? Bu sorunun yanıtı yok. Çünkü top rakibe geçtiğinde Amedspor’un temel alışkanlığı ani pres yapma değil, geriye çekilip rakibi oyalama oluyor. Geriye doğru çekilerek rakibi oyaladığınızda haliyle rakip de kolayca hem pas seçeneği buluyor hem de gelip yarı sahanıza yerleşebiliyor.
Peki bütün bunlar olurken Aykan Atik ne yapıyor? Oyunun şekli değişmediğine göre, demek ki son derece etkisiz yereler müdahalelerde bulunuyor. Bir teknik direktörün müdahalesi demek, oyunun seklinin değişmesi demektir. Oyuncu değiştirmek, bunun yollarından biridir ama eğer değiştirilen oyuncu sonrası bir şey değişmiyorsa, o zaman ya oyuncu değişikliği isabetli değildir ya da oyuncu değişikliği yoluyla oyun değiştirilmek istenmemiştir.
Ama bana kalırsa oyunu değiştirmek için önce oyunu algılamak gerekir. Bu nokta da Aykan Atik bana hiç güven vermiyor. Aykan Atik de tıpkı Amedspor taraftarı gibi oyunun içinde değil. Oyunu izliyor ama oyunun içinde değil. Misal, Kır şehir maçında Üstün Bilgi sakatlanmış, yerde yatıyor, içinde benim de bulunduğum taraftar gurubu ‘’Amedspor gol, gol, gol’’ diye tezahürat yapıyor. Yahu, oyun durmuş, santraforun sakatlanmış, ne gol ü? Taraftar Türbinde ses çıkarmayı takımı desteklemek sanıyor. Oysa takımı desteklemek oyunun içinde olmak demektir. Bir zahmet bir gün bu işe zaman ayırın da Liverpool taraftarını izleyin. Bakın taraftar oyuna nasıl müdahil oluyor. Türbinde şarkı söylemek başka şey, oyunu ve oyuncuları harekete geçirmek başka şey.
Ver hasılı hem Aykan Atik hem de Amedspor taraftarı, kendini gözden geçirmelidir. İkisi de takıma nüfuz etmek istiyorsa, her şeyden önce oyunun içinde olmalıdırlar.