EMPERYALİZMİ MUTLAKLAŞTIRAN "DOĞRUÖLÇERLER"!
Mehmet Güzel 28 Ekim 2024
Bu yazının birçok farklı başlığı olabilirdi: "ÖRGÜTLENMECİ ÖRGÜTSÜZLER", "DONAKALANLAR", "EZBERCİ TEORİSYENLER" veya bunlara benzer daha birçok başlık!
Ezberlenmiş ön kabule dayanarak her şeyi açıklamaya çalışan önemli sayıda kişi var. Böylesi kişiler, somut olgulara ezberleri ile yaklaşım gösterir. Ve somut verileri nesnel olarak analiz etmek yerine somut gerçeği ezberlerine uydurmaya çalışır. Ezberlerine uymayan analizleri ise peşinen "yanlış" olarak kategorileştirirler. Öyle ya, ellerinde mutlak doğru olarak belledikleri bir ezberleri var ve o, hiç değişmez! Ellerinde bu ölçü ve ceplerinde "Doğru" ve "Yanlış" mührü ile koşar, herkesin değerlendirmesini ölçerler. Ölçülerinin sağından solundan taşan olursa; "ı-ııh! Yanlış!" mührü, çok nadir olarak ise "tam değil ama neyse, "Doğru" mührünü basarlar. Onların bu kendinden menkul "onay makamı" rollerini ciddiye alanlar olduğunu zannediyorlar.
Her olguyu 'Emperyalizm ve Siyonizm'in kurulu senaryosu' olarak algılayan ve açıklamalarını bu esas üzerine oturtan bu kişiler emperyalizm ve Siyonizm'e Tanrı misyonuyla bir kudret atfetmiş oluyorlar. Bunlara göre her ülkede hangi partinin seçimi kazanacağı, kimin ne kadar süre hükümette kalacağı, kimin muhalefette olacağı, kimin hangi sorunda nasıl bir rol oynayacağı, hangi güçler birbirleri ile ne zaman savaşacağı ve ne zaman barışacağı, vs, vs hepsi emperyalizm ve Siyonizm tarafından önceden belirlenmiştir. Bu söylemleriyle her biri bir anlamda birer Doğu Perinçek! Ama bu kesimler diğer taraftan ve aynı zamanda, emperyalizmi küçümseyen ve direniş güçlerinin onu bölgemizden söküp atacağını ifade eden söylemleri ifade etmekten de çekinmiyor. Böylesi bir tezat içinde bulunuyorlar.
Bu tip kişiler ilginç bir şekilde kendilerini bir çeşit "merkez" konumunda görüyorlar. Kendileri dışında herkes yanlış! Etrafta doğru gördükleri kimse olmayınca içinde yer alabilecekleri doğru bir örgütlenme de görmezler. Haliyle her ağızlarını açtıklarında halka ısrarla örgütlülüğü öğütler ama kendileri ısrarla örgütsüz kalırlar. Bu kişiler o kadar doğrudur ki, örgütler öz eleştiri verip bu kişilere katılmalıdır!
Bu tarz kişilerin en samimi olanları bile örgütlü yapıların arkasından nal toplama konumunda olmaktan kurtulamıyor. Örgütlü yapılar, yapılması gerekenleri olanaklar zorlanarak ve ayrık duranlara rağmen pratikte yapmaya çalışıyorken, bu tarz kişiler bireysel durmaya ve arkadan lafazanlık etmeye devam eder.
Bu tarz kişilerin ortak yanlarından en başta gelen şey; ortak yanları değil, ayrılık noktalarını aramaktır. Ayrı noktaları aramak amaç olunca da bunu her konuda bulmak hiç zor olmuyor. Dolayısıyla geçmişte örgütlü mücadelelerine rağmen şimdiki dönemde örgütsüz kalmaya mahkum kalırlar. Daha da kötüsü, halka örgütlenmeyi salık veren bu "dogruölçer" tipler örgütsüz ve ayrık durmayı bir meziyet zannederler. Sözü fazla uzatmadan bu tip arkadaşlara Cephe dergisinde 40 yıl önce yayımlanmış bir yazının başlığıyla hitap edeyim: "ARKADAN NAL TOPLAMAYI BIRAKIN, BİRLİKTE YÜRÜMEYE BAKIN!"