Mehmet Güzel: Esad Geri Adım Mı Attı?

ESAD GERİ ADIM MI ATTI?

Mehmet Güzel    2 Eylül 2024

Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad 25 Ağustos 2024 tarihinde Suriye Halk Meclisinde yaptığı konuşmada Türkiye ile normalleşme konusuna da değinmişti. Esad bu konuşmada Türkiye'nin Suriye'den askerlerini çekmesi konusunun bir "ön koşul" olarak değerlendirilemeyeceğini, Türkiye'yle normalleşmenin doğal bir gereği olduğunu ifade etmişti.

Türkiye iktidarı ve ona bağlı basın tarafından bu konuşma, o günden bu yana özünden koparılarak tam tersi bir anlamda kamuoyuna yansıtılıyor. Esad, Türkiye'nin Suriye'den asker çekme koşulundan vaz geçmiş gibi gösteriliyor. Bu durumdan da Türkiye olarak kendilerine gizli bir gurur payesi çıkarıyorlar. 'Esad'ı dize getirdik', 'Suriye'ye geri adım attırdık' diye seviniyorlar garipler!

Oysa durum hiç de öyle değil. Suriye ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Türkiye'yle normalleşme için koşullarından bir milim bile geri adım atmamış. Hatta daha da ilerisine gitmiş; Türkiye'ye güvenin olmaması nedeniyle Türkiye'nin Suriye'den asker çekme ve terör örgütlerine sağladığı desteğe son verme koşullarını yerine getireceğine dair bölgesel ve uluslararası garantörlerle taahhütte bulunması gerektiğini ifade ediyor.

Bu durumu teyit eden bir açıklama Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan geldi. Lavrov 1 Eylül 2024 (dün) tarihinde Russia Today televizyonunda yaptığı açıklamada "Türkiye'nin Suriye'den asker çekmeyi görüşmeye hazır olduğunu, ancak parametrelerin henüz kararlaştırılmadığını" söyledi.

Lavrov, açıklamasında Suriye'nin talebi olan 'bölgesel ve uluslararası garantörlerle sağlam bir taahhüt" beklentisini de destekleyen açıklamada bulundu ve "Türkiye -Suriye-Rusya ve İran temsilcilerinin katılacağı toplantı yapılabilir" ifadesini kullandı.

Netice itibariyle Suriye, Türkiye ile normalleşme için hiçbir koşulundan vazgeçmiş değildir. Her şeyin başında Türkiye'nin askerlerini Suriye'den çekmesi, terörist gruplara sağladığı desteğe son vermesi koşullarını yerine getirmesi gerekiyor. Bunu sağlamayı taahhüt etmeyen görüşmelerin yapılmasının söz konusu olamayacağı açıktır. Bu koşulların yerine getirilmesi halinde Suriye'nin toprak bütünlüğü gözetilmiş olacaktır. Tersi bir durumda Türkiye'nin "Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz" ifadesi koca bir palavradan ibaret kalacaktır.

Koşullar ve gelişmeler sahada zafer kazanan Suriye'den yanadır. Ve çok uzak olmayan bir gelecekte Suriye, işgalci Türkiye ve ABD askerlerinden arındırılarak, bunların desteklediği cihatçı terör örgütlerinden de temizlenecektir. Böylesi koşullarda Suriye, kendi Kürtleriyle siyasi bir çözümle sorunlarını çözerek daha da güçlenmiş olarak çıkacaktır. Suriye Kürtleri de bölgenin Direniş Ekseni saflarında yer alarak Suriye ile güçlenecektir.