Meral Akşener MHP’nin gizli gündeminin neresindedir?
Meral Akşener, MHP’nin darbe mekaniğinin tam ortasındadır ve bir tür “MHP-İyi Parti ortak darbe mekaniği” tespitinde bulunabiliriz. Artık gerçekte İyi Parti diye bir parti yoktur. Bu parti MHP’nin kazanamayacağı bir kısım liberal-muhafazakâr kesimlerin başka bir partiye kaymasını önlemek için barajlama yapan ve MHP’nin önderlik ettiği gizli stratejiye paravanlık eden bir operasyon partisine dönüşmüş durumdadır

Meral Akşener MHP’nin gizli gündeminin neresindedir?
Kemal Erdem
Son dönemde AKP ile MHP arasında üstü örtülü bir şekilde yaşanan kavga aynı zamanda tarafların istemese de gerçek niyetlerini de açığa vurmuştur. AKP’ye zayıflığından dolayı yamanmış gibi görünen MHP’nin aslında, gizli bir gündem ya da ajanda ile hareket ettiği ve zaman içerisinde çok dikkatli ve karmaşık bir şekilde Cumhur İttifakı içinde hegemonyayı kendi lehine değiştirerek, iktidarın iplerini ele geçirmek istediği ortaya çıkmıştır. MHP bu stratejiye uygun olarak hem AKP’yi hem de muhalefeti aynı anda zayıflatan bir politika izlemektedir. Bu strateji dikkatli bir şekilde analiz edildiğinde, Meral Akşener’in politikasındaki tutarsızlıkları anlamlandırmak olanağı da ortaya çıkmaktadır.
Bu noktada sorulması ve cevaplanması gereken soru şudur: MHP’nin “gizli gündemi” ile Meral Akşener’in izlediği “tutarsız” politika arasında bir ilişki sözkonusu mudur?
Çok geniş bir çevrede (buna ben de dahildim) Meral Akşener’in uyguladığı tutarsız politikanın alttan alta Erdoğan ve AKP ile gizli bir ilişkinin ürünü olduğu sanılmaktadır. MHP’nin AKP’ye karşı darbeyi de içine alan gizli gündemi, Meral Akşener’in tutarsız politikalarının farklı bir anlamı olabileceği ihtimaline de neden olmaktadır. Meral Akşener’in görünürde AKP’ye yarayan politikaları aslında İyi Parti’nin MHP’nin gizli gündemi ile ortaklaştığı bir stratejinin ürünü olabilir ki büyük ihtimalle bu böyledir. Elbette burada spekülatif bir fikirden hareket ediyoruz. Ama farklı olayları bir mantık çerçevesinde birbirine bağladığımız zaman, bu spekülatif fikrin doğru olma olasılığının yüksek olduğunu görürüz. Yine de ihtiyatlı hareket ederek, sürece birçok açıdan bakan bir vizyona sahip olarak tek bir fikre saplanmadan, olayları çok daha geniş bir bakış açısından ele alarak süreci kucaklamak en iyi yöntem olarak görünmektedir.
Burada şöyle bir soru sormak kanımızca yanlış olmayacaktır: MHP ile İyi Parti “ortak gizli bir strateji”nin farklı ittifaklar içerisindeki farklı yanlarını mı uygulamaktadırlar?
Meral Akşener’in “döktüğü taneleri” yan yana koyarsak eğer bu “tanelerin” bir plana işaret ettiğini görürüz. MHP ile İyi Parti kurumsal olarak farklı iki parti olabilirler ama eylemlerinin sonuçları birbirlerini tamamlayacak şekilde idare edilmekte ve gizli bir planın farklı parçaları gibi işlemektedir. Bu iddiayı ilk defa kamuoyuna açıklayan Korkusuz gazetesi yazarı Memduh Bayraktaroğlu olmuştur. Bayraktaroğlu MHP’nin görevinin AKP’yi, İyi Parti’nin görevinin de CHP’yi (özellikle de bu sonuncusunun HEDEP’e -şimdi DEM Parti’ye- yaklaşmasını önlemek olduğu) kontrol altında tutmak olduğunu belirtmiştir. Son ortaya çıkan olayları MHP’nin uyguladığı gizli ajanda ile birbirine bağladığımız zaman, bu iddianın büyük doğruluk payının olduğunu görürüz.
Bu analizde bir noktanın netleştirilmesi gerekmektedir. İyi Parti, MHP’den ayrılırken hiç kuşkusuz farklı bir oluşum olmak için ayrılmıştı ve ilk başlarda iki partinin böyle gizli bir plan ile hareket etmesi söz konusu değildi. Ama bu ayrılıktan belirli bir zaman sonra, Meral Akşener’in böyle ortak bir politika için ikna edildiği görülmektedir. Bütün göstergeler ise bu dönemin 2020 olduğunu göstermektedir. Bu tarihten itibaren iki parti arasında herkesin (AKP de dahil) kafasını karıştırmaya dönük bir “danışıklı-dövüşün” başladığı ve böylece herkesin zayıflatılmak istendiği bir politikanın devreye konulduğu artık gelinen noktada deşifre olmuştur.
2020’nin yaz aylarından itibaren İyi Parti eksenli bazı “tuhaf” politik olayları kısaca belirterek anlamlandırmaya çalışalım:
- Ağustos 2020’de Devlet Bahçeli kamuoyu önünde Meral Akşener’i Cumhur İttifakı’na çağırdı. İlk bakışta bu çağrı normal görülebilir ama bunun İyi Parti’ye yakın konumlanmak için olduğu ve alttan alta başlayan yeni sürecin başlangıcı olduğu ileri sürülebilir. Çünkü bu çağrıdan bir-iki ay sonra İyi Parti’de başka bir tuhaflık oldu.
- Bahçeli’nin çağrısından bir-iki ay sonra, İyi Parti’nin 20 Eylül 2020 Olağan Kurultayı’nda, Genel İdare Kurulu’nda ve örgütlerde partinin merkez sağa yakın olan kadroları tasfiye edildi ve MHP’ye yakın olan kadrolar yerlerine getirildi. Kimse bunun niçin olduğuna bir anlam veremedi. Bunun MHP’ye yakın Koray Aydın taraftarları ile sözde merkez sağ politikaya sahip Meral Akşener arasında bir mücadele olduğu okuması yapıldı.
- Bu kurultaydan sonra Halk TV’de bir yayına katılan Koray Aydın çok ilginç bir açıklamada bulundu. Merkez sağ kadroların tasfiyesinde kendisini eleştirenlere “kendisinin Meral Akşener’in iradesini yerine getirdiğini” belirtti. Son ortaya çıkan gerçekler aslında bir başka “danışıklı-dövüşün” parti içinde Koray Aydın ile Meral Akşener arasında da olduğunu göstermektedir. Bundan çıkan sonuç, MHP Koray Aydın üzerinden Meral Akşener’i kendi gizli stratejisine bağlamıştır ve Meral Akşener İyi Parti’de üstü örtülü bir şekilde MHP politikalarını uygulamaktadır. Elbette bu görevinin karşılığını da MHP’den beklemek onun hakkıdır ve zaten ne istediğini de Kurultay’dan bir yıl sonra yine Halk TV’de dile getirdi.
- 2021 yılının Eylül ayında, Meral Akşener Halk TV’de Suat Toktaş’ın bir programında, kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını ama Başbakan olmak istediğini belirten bir açıklama yaptı. İlk bakışta bunun Millet İttifakı’nda sorun yaratmamak için olduğu ve olgun bir lider profili çizerek ittifakın kazanması için yapıldığı düşünüldü. Ama bugün gelinen noktada bunun sadece bir politik aldatma olduğu ve aslında başka bir gizli politikayı perdelemek için olduğu rahatlıkla ifade edilebilir. Meral Akşener özellikle 2020’den itibaren (belki öncesi de vardır ama biz bilmiyoruz) Millet İttifakı’nın kaybetmesi için çalışmaktadır ve bunu da ustaca gizleyerek yapmaktadır. Kendisinin Başbakan olmak istediğini belirtmesi, bir ön alma hareketi olup, bir yandan geri planda durarak Kılıçdaroğlu’nun öne çıkmasını sağlamak ve bunu da istismar ederek CHP’nin içini karıştırmaya dönük planlı bir harekettir. Akşener ve Bahçeli ikilisi, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dayatacağını bildikleri için (kendileri de onun adaylığını istemektedirler aslında), Akşener geri çekilip sanki İmamoğlu ya da Yavaş’ın adaylığını istiyormuş gibi yaparak sürekli Kılıçdaroğlu’nu yıpratan bir politikayı bilinçli olarak uygulamıştır. ÇÜNKÜ AKŞENER SEÇİMLERİN HİLE İLE CUMHUR İTTİFAKI TARAFINDAN KAZANILACAĞINI ÇOK İYİ BİLİYORDU. Böylece ileri çıkan ama kaybeden Kılıçdaroğlu seçimlerden sonra parti içinde de kaybedecekti. Çünkü MHP-İyi Parti gizli stratejisinin İmamoğlu ile ilgili planları vardı (bu nokta sonra ele alınacak). İmamoğlu CHP’nin küçültülmesi için düşünülmüş önemli bir halkadır. Akşener-Bahçeli ikilisinin CHP planı tutmuş durumdadır. Akşener’in başbakan olmak istediğini belirtmesinin bir diğeri nedeni de, MHP ile ortak gizli strateji için beraber çalışırken, bu işin sonunda yaptıklarının mükafatı olarak gelecekteki “darbenin başbakanı” olmak istediğini aslında dolaylı olarak Bahçeli’ye belirtmiş olmasıdır.
- Akşener’in Bahçeli ile birlikte Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi ve CHP’nin de içinin karıştırılması için alttan alta çalıştığı ile ilgili önemli bir kanıtı, bir süre önce TELE1 ekranlarında anket şirketi sahibi (şimdi bıraktı) Kemal Özkiraz ortaya koydu. Katıldığı programda, seçimlerdenbir buçuk yıl önce Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun seçilmemesi için çalışmaya başladığını belirtti. Bu temelde Akşener’in kendi anket şirketine Kılıçdaroğlu’nun kaybetmekte olduğunu ve yine İyi Parti’nin de CHP’nin üstünde olduğunu gösteren sahte anketler düzenlemesini teklif ettiğini belirtti. Bunun da kanıtının olduğunu söyledi.
- Meral Akşener’in masadan kalktığı 4-6 Mart 2023 tarihlerindeki tiyatronun aslında önceden planlanmış ve sahneye konulmuş bir olay ve amacının ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesini engellemek olduğu bugün açıkça ortaya çıkmıştır. Bu masadan kalkma tiyatrosunun amacı, MHP-İyi Parti psikolojik harekâtı olup, kitlelerin bilincini bulandırarak Millet İttifakı’na karşı güvensizlik yaratmaktı.Ama bu asıl amacın gizlenmesi ise dikkat çekmemek için “kazanacak aday” söylemi altına gizlenerek yapılıyordu.
- Yine Kemal Özkiraz’ın katıldığı aynı programda, İyi Parti kurucu üyelerinden Ethem Baykal, seçimlerin kaybedildiği gece Meral Akşener’in kahkahalar atarak sevindiğini belirtti.
Hiç kuşkusuz başka olaylar da vardır ama bu kadarı yeter. Bütün bu olaylar, Meral Akşener’in açıkça başka bir politika için çalıştığını göstermektedir. Bu politika ise MHP ile ortak bir şekilde hazırlanan ve aldatma politikası ile gizlenen bir yapıya sahiptir.
CHP, İyi Parti ile ittifak kurarken ve masaya otururken aslında MHP ile masaya oturduğunun farkında değildir. İyi Parti ile ittifaka devam edilmesinin CHP için bir felaket olacağı ve partinin tabela partisine dönüşmesine neden olacağı ortadadır. Meral Akşener’in gelecek adımı Millet İttifakı’nın elindeki büyükşehir belediyelerini kaybetmesi için çalışmak olacaktır.
Türkiye Türk tipi başkanlık rejimine geçerken, kendisine karşı propaganda yapan ve Binali Yıldırım örneğinde olduğu gibi kendi kendini yok eden başbakan görmüştü. Ama Meral Akşener ile birlikte, kazanmamak için bilinçli mücadele eden bir muhalefet liderini ilk defa gördü.
Meral Akşener, MHP’nin darbe mekaniğinin tam ortasındadır ve bir tür “MHP-İyi Parti ortak darbe mekaniği” tespitinde bulunabiliriz. Artık gerçekte İyi Parti diye bir parti yoktur. Bu parti MHP’nin kazanamayacağı bir kısım liberal-muhafazakâr kesimlerin başka bir partiye kaymasını önlemek için barajlama yapan ve MHP’nin önderlik ettiği gizli stratejiye paravanlık eden bir operasyon partisine dönüşmüş durumdadır. İyi Parti bir tür “liberal MHP”dir ve bu yapısıyla onun siyasi tamamlayanıdır.
Bir başka makalede Ekrem İmamoğlu’nun bu gizli gündemin neresinde yer aldığını ya da Meral Akşener’in onu nereye doğru çekmek istediğini ele alacağız.