SURİYE'DE ABD İÇİN YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!
Reuters Ajansının geçtiği habere göre YPG'nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri, ABD ile işbirliğine son verdiğini açıkladı. https://www.indyturk.com/.../suriye-demokratik-g%C3%BC%C3... Çok geç de olsa bu adım çok isabetli bir adımdır. Aynı zamanda Suriye'nin zaferinin pekişmesi için peş peşe gelebilecek birçok önemli gelişmenin yaşanmasına da kapı açacak olan bir adımdır.

SURİYE'DE ABD İÇİN YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!
Mihraç Ural 3 Aralık 2022
Reuters Ajansının geçtiği habere göre YPG'nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri, ABD ile işbirliğine son verdiğini açıkladı. https://www.indyturk.com/.../suriye-demokratik-g%C3%BC%C3...
Baştan beri ABD ile işbirliği kurulması stratejik bir hataydı. Bu işbirliği ABD'ye, rüyasında göremeyeceği ‘Suriye'de askeri üs kurma' olanağını sağlamıştır. Bu imkanı savaşla başaramayan ABD, SDG ile kurduğu işbirliği sayesinde yakalayabilmiştir.
Bu sayede Suriye'nin petrolünü ve tahılını çalıp diğer yandan da Sezar yaptırımlarıyla ülkeyi yokluk ve yoksulluğa mahkum etmek istemiştir. Bu yolla ABD, Suriye'ye diz çöktüreceğini zannediyordu.
SDG'nin bu işbirliği stratejik bir yanlıştır. Bu durum ne Kürt halkının çıkarlarına uygundur ne de genel olarak Suriye halklarının. Bölge halklarının ve siyasal örgütlerinin stratejik çıkarları, Direniş Ekseni safında yer almaktır. Çünkü hiçbir yabancı güç bölgede kalıcı olamaz. Dönemsel olarak koşullar bazı güçlerin bölgede yer kapmasına olanak sunsa da uzun vadede hiçbir istilacı güç bölgede kalıcı olamaz. Geçmişte "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" olan İngiltere veya Fransa bunu başaramadığı gibi ABD de bunu başaramaz.
Mihraç Ural'ın ifadesiyle söylersem; “Suriye, Kürtleri ile güçlüdür, Kürtler de Suriye ile güç bulur!” Suriye'nin Kürt halkına karşı yaklaşımı ve ilişkisi hiçbir başka ülkenin ilişkisine benzemez. Suriye devleti Kürt halkına karşı hiçbir zaman katliam veya saldırganlık içerisinde olmamıştır. Tam tersine Türkiye'de ve Irak'ta Kürt halkının maruz kaldığı katliamlarda bu halka her defasında kapılarını açmıştır. Bu sayede kendi ülkesinde yaşayan Kürt nüfusundan çok daha fazlasını bu katliamlardan kaçarak buraya sığınan Kürtler oluşturmuştur.
Suriye devleti Kürt halkının siyasal mücadelesine de her zaman destek sunmuştur. Hatta 1998'de bu nedenle Türkiye ile savaşın eşiğine gelmişti. Kürt halk mücadelesinin bu aşamaya gelmesinde Suriye'nin önemli bir katkısı olduğu inkar edilemez.
Bu koşullarda bölgedeki bütün halkların ortak çıkarı, emperyalist saldırganlıklara karşı ortak vatan savunması temelinde direniş ekseni içerisinde kenetlenmek ve istilacılara karşı mücadele etmektir.
Kürt halkının ulusal haklarının anayasal güvenceye alındığı ve demokratikleşme atılımları yapmayı başarmış bir Suriye Ortadoğu bölgesinde gelişimin ve demokratikleşme atılımlarının merkezi haline gelebilir. Suriye yönetimi, ilkel Arap milliyetçi anlayışı bir tarafa bırakarak Kürt halkının doğal haklarını anayasal güvence altına alarak bu sorunu radikal ve köklü olarak çözüme kavuşturmalı ve Kürt halkının güçlü dinamiğiyle bütünleşmeyi başarabilmelidir.
Böyle bir Suriye’de ne ABD ne de Türkiye işgalci güçleri barınabilir. Ve ne de bunların tetikçi uşakları olan vahşi cihatçı terör örgütleri.
Suriye, asrın direnişiyle zaferini çoktan ilan etmişti. Geriye, kimi güç dengelerinden istifade edip Kuzey ve Kuzey Doğu bölgelerini işgal altında tutan ABD ve Türkiye’yi, uşakları olan cihatçı terör örgütleri ile birlikte bölgeden çıkartmak kalmıştır. Her geçen gün bu doğrultuda önemli gelişmeler yaşanıyor. Koşullar, işgalci güçlere karşı tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. Şimdi, işgalcilerin bohçalarını toplayıp evlerinin yolunu tutmaları vaktidir. Ya yürüyerek, ya da sürünerek!