Yerel Seçimlerin Politik Kodları Üzerine

Muhalafetin ama özellikle de seçimlerin galibi olan CHP’nin, 31 Mart yerel seçimlerinden doğru politik sonuçlar çıkarması, kendi politik geleceği açısından oldukça önemlidir. Çünkü bu seçimlerdeki sonuçların yanlış yorumlanması ve yanlış politik sonuçların çıkarılması riski oldukça büyüktür. Görünen odur ki seçimlerin tozu ve dumanı, arka planda varolan bazı gerçeklerin görülmesini engellemektedir. Bu gerçeklerin gözardı edilmesi, yarın yaşanacak büyük hayal kırıklıklarının da temelini teşkil edecektir. Rejim çok ince bir “siyasi mühendislik” örneği sergilemiştir ve bunun teşhir edilmesi önemli bir politik görev olarak belirmektedir.

Yerel Seçimlerin Politik Kodları Üzerine

Yerel Seçimlerin Politik Kodları Üzerine

Kemal Erdem

Muhalafetin ama özellikle de seçimlerin galibi olan CHP’nin, 31 Mart yerel seçimlerinden doğru politik sonuçlar çıkarması, kendi politik geleceği açısından oldukça önemlidir. Çünkü bu seçimlerdeki sonuçların yanlış yorumlanması ve yanlış politik sonuçların çıkarılması riski oldukça büyüktür.

Görünen odur ki seçimlerin tozu ve dumanı, arka planda varolan bazı gerçeklerin görülmesini engellemektedir. Bu gerçeklerin gözardı edilmesi, yarın yaşanacak büyük hayal kırıklıklarının da temelini teşkil edecektir. Rejim çok ince bir “siyasi mühendislik” örneği sergilemiştir ve bunun teşhir edilmesi önemli bir politik görev olarak belirmektedir.

Öncelikle seçimlerde göze batan bazı tuhaflıklara ve mantıksızlıklara dikkat çekerek yazımıza başlayalım ve giderek analizi bu temelde derinleştirmeye çalışalım.

Önce seçim sonuçlarını ele alalım: CHP:%37,77; AKP: %35,49; YRP: %6,19; DEM: %5,70; MHP: 4,99; İYİ Parti: %3,77.

Bu sonuçlarda bir tuhaflık yok mudur?!

AKP on ay önceki genel seçimlerde aldığı oyun yani %36,30’luk oyun neredeyse aynısını almış durumdadır ama buna karşın MHP neredeyse çakılmış durumdadır!

Niçin!

Niçin MHP çakılmıştır ama AKP çakılmamıştır!

İşte bunu çözemeyen muhalefet ilk fırsatta tekrar sandığa gömülecektir! Bugün zafer naraları atanlar, yarın hüsrana uğrayarak rejim karşısında elleri kolları bağlı kalacaktır. Rejimin nasıl bir siyaset yürüttüğünü anlamayanları gelecekte bekleyen tek kelime ile  felaket olacaktır.

Bugünkü seçimin kodları, geçen yılki genel seçimler ile AKP ve MHP arasındaki ittifaklık ilişkilerinin kopması süreci içinde bulunmaktadır. Sürecin genel çerçevesini anlayamayanlar, bu yerel seçimlerin altında yatan rejimin “siyasi mühendislik” çalışmalarını da anlamyacaklardır.

Önce şu soruyu soralım: Geçen on ay süre boyunca ne oldu da MHP çakıldı ama AKP, YRP’ye %6 oy kaybetmesine rağmen % 35,5 oy aldı? Sakın burada bir “el çabukluğu” olmasın, ki aynen de öyledir!

Önce geçen yılki seçimlerde AKP’nin seçim hilelerini hatırlayalım sonra da bugün elde edilen oy oranların neye tekabül ettiklerini ve arkasında nasıl bir “seçim mühendisliği”nin olduğunu anlatmaya çalışalım. Geçen yılki seçimlerde AKP’nin seçim hileleri ile ilgili olarak şöyle yazmıştık:

Doğrusunu söylemek gerekirse, kuvvetler ayrımının tamamen yokolduğu ve rejimin hiçbir şekilde kontrol edilemediği bir rejimde, muhalefetin seçim hilelerini açığa çıkartması ve bu temelde bir “sandık darbesi”ni önlemesi mümkün değildir. Rejim seçim hilesini devlet olanaklarını kullanarak ve kontrol edilememenin üstünlüğünü kullanarak “derine gömmüş” ve hileyi de “ıslak imzalı tutanak” biçimine sokarak muhalefeti yere sermiştir.

Muhalefet rejimin elindeki devlet olanaklarını haddinden fazla küçümsemiştir. Bu olanakları sadece propaganda için kullandığını ve ıslak imzalı tutanakları aşacak bir hile oluşturma kapasitesinin yok olduğunu sanmakla kendi ayağına deyim yerindeyse kurşun sıkmıştır.

Peki bu nasıl mümkün olmuştur.

Öncelikle böyle bir seçim hilesini gerçekleştirebilmek için hayali ya da fiktif bir seçmen havuzu yaratmak gerekir. AKP rejimi bu fiktif seçmen havuzunu üç şekilde oluşturmuştur:

1- Yoğun bir göçmen nüfusunu Türkiye vatandaşı yapmak ve bunlara vatandaşlık verildiğini gizlemek yani istatistiklere girmemek.Bunların sayısının bir milyondan fazla olduğu yani oy kullanan seçmenin yüzde 2’sine tekabül ettiği ama bazı söylentilere göre de iki milyona  yakın olduğu yani yüzde 4 seçmene tekabül ettiği sanılmaktadır.

2- Vatandaşlık verilmeyen ama “sahte kimlik” verilen yani sadece seçimler için oy kullanılması sağlanan göçmenlerden oluşan fiktif seçmen.

3- Mükerer yani üç ya da beş defa tekrar tekrar oy kullanması için bazı Türk vatandaşlarına verilen “sahte kimlik”lerle oluşturulan hayali seçmen.”(1)

AKP rejiminin elinde kuvvetler ayrımının ortadan kaldırılmasıyla oluşturulan muazzam bir hayali seçmen havuzu bulunmaktadır. İşte yukarıda sorduğumuz sorunun yani MHP’nin yüzde 4-5’lerde yeralmasının cevabı burada saklıdır. Rejim MHP ile kopuşmaya doğru gittiği için MHP’yi bu yerel seçimlerde bu hayali seçmen havuzundan mahrum bırakmıştır. Seçim hilesi şemsiyesini bu yerel seçimlerde onun üzerinden çekmiştir.

Akıllara ziyan bir durum söz konusudur : Rejimin bütün olumsuzlukları MHP gibi iktidarda dahi olmayan bir partiye yüzde yüz yansırken, bu olumsuzlukların asıl sahibi olan AKP’ye hiç yansımamaktadır ! İnsanın buna inanması için süzme salak olması gerekmektedir !

Yerel seçimlerde bütün partilerin oy dinamiği az çok mantıklı bir temele otururken, AKP’nin oy dinamiğinin mantıksal bir temeli yoktur. İşte rejim bu durumu saklamak için, muhalefetin bu seçimleri göreli olarak kazanmasına pek fazla ses çıkarmamıştır.

AKP’nin mevcut oyu % 25’i geçmez. Hatta yerel seçimlerde bu oyun % 20 bandında olması dahi muhtemeldir. Burada MHP’nin oyunun nasıl değerlendirildiği büyük önem arzetmektedir. Biz geçen yılki genel seçimlerde MHP’nin gerçek oyunun bu yerel seçimlerde aldığı oy kadar olduğu tahmininde bulunduk. Geçen yılki seçimlerde bir yandan Millet ittifakından aşırılan oylar ile öte yandan da hayali seçmen havuzundan akıtılan oylar ile MHP % 10 gösterilmişti. İlk turdan sonra yapmış olduğumuz kısa bir değerlendirmede şöyle yazmıştık:

“Ortada gerçekte Sinan Oğan’ın aldığı yüzde 5’lik bir oy yoktur. Sinan Oğan’a bu oy AKP-MHP ittifakının seçim hilesi sonucunda ve bu sonuncular tarafından bilerek yazıldı. Hilenin dikkat çekmemesi için, Sinan Oğan’a yüzde 3-4 gibi bir oy yazıldı ve bu oylar da muhalefetten çalınan oylardı. Muhalefetin çalınan oylarının hepsinin Cumhur İttifakı’na yazılması çok dikkat çekeceği için, çalınan oyların bir kısmı Oğan’a yazılarak ve seçim de taktik olarak ikinci tura bırakılarak bir algı operasyonu yapıldı. Bu algı operasyonun bir diğer amacı da, ikinci tur için Kılıçdaroğlu’nu Sinan Oğan’a doğru iterek ve milliyetçi ile ırkçı söylemler yapmasına neden olarak, HDP ve sosyalist partilerin tabanı ile çelişkiye düşmesini sağlamaktır. Bu bir tuzaktır. 

Devlet Bahçeli ilk defa doğru söyleyerek, Sinan Oğan’ın gerçeklikte bir oyunun olmadığını açıkça belirtmiştir. Çünkü bu tezgahın baş sorumlularından birisi de kendisi olduğu için, gerçeğin ne olduğunu çok iyi bilmektedir. MHP’nin oyları ise gerçeklikte yüzde 5-6’yı geçmemektedir ve seçim öncesi anketlerin MHP ölçümü aslında doğrudur.” (2)

Geçen yılki genel seçimlerde de bu oran aynıydı. Bunu yukarıda alıntı yaptığımız makalede de geçen yıl belirtmiştik. Bir çok partiyi Cumhur ittifakına katmanın nedeni, “sisteme salınan sahte oylar”ın bir çok partiye dağılımını sağlayarak dikkat çekmemesi içindi. Bu yerel seçimlerde MHP ile kopuşulduğu için ve YRP de ittifakı terkettiği için, hayali seçmen havuzundan çekip alınan oy düşük olmuştur ama yine de bu oy % 10’unun üzerindedir.

YRP’ye giden yüzde 5-6 oyun AKP’den oraya gittiğini herkes bilmektedir.Yine MHP ellinin üzerinde ilde AKP adaylarını desteklemiştir ve oylarının yarısının oraya gittiğini varsayalım. Nasıl oluyor da bu koşullarda AKP oylarını % 36’da tutmaktadır? Eğer MHP’nin oyları geçen yıla göre yarı yarıya azalmış ise iktidar olan AKP’nin oyları hayli hayli azalması gerekirdi. Kaldı ki, halkın AKP’ye olan hıncının bir göstergesi de CHP adaylarına olan yoğun ilgidir. İnsanlar AKP iktidarından o kadar bıkmıştır ki, CHP adayları etrafında sıkı bir şekilde birleşme ihtiyacı hissetmiştir. İktidara öfke ve tepki bu düzeydeyken, AKP’nin hiç oy kaybetmemesinin tek bir açıklaması vardır ki, o da bu seçimlerde hile yapıldığıdır.

Bu seçimlerin ortaya koyduğu gerçekliği kısaca belirtirsek:

1-Bu seçimler AKP ile MHP’nin siyasi olarak kopuştuğunu da göstermektedir. AKP seçim hilesini sadece kendisi için kullanarak ve MHP’yi dışta bırakarak MHP’yi politik olarak zayıflatmıştır.MHP’yi politik olarak zayıflatma onun ile kopuşurken onun direnişini bastırmaya dönüktür. Çünkü Erdoğan MHP’nin tek MHP olmadığını aynı zamanda İYİ parti ile de gizlice beraber hareket ettiğini ve aynı şekilde dış güçler ile (özellikle ABD ve İngiltere) de gizlice “cilveleştiğini” düşünmektedir. Bundan dolayı bu yerel seçimlerde önceliği onun politik meşruiyetine darbe vurmaya yönlendirmiştir.

2-MHP ile kopuşma sırasında muhalefetin göreli olarak zafer kazanmasını ise Erdoğan bilerek istemiş ve izin vermiştir. Çünkü bir yandan muhalefetin zaferi aracılığı ile kendi seçim hilesini gizlemiş ve meşrulaştırmıştır, öte yandan da gelecekte yapacağı (özellikle Anayasa referandumu ) seçim hilelerini de şimdiden garanti altına almıştır. Bugün bu seçim hilelerine ses çıkarmayanlar (Hatay’da olanlar sadece buzdağının görünen kısmıdır) yarın kritik seçimlerde kaybettiklerinde hiçbir savunma mekanizmasına sahip olamayacaklardır. Çünkü AKP “kazanırken iyi de kaybederken mi kötü” diyecektir.

3-Erdoğan ile AKP, “yerel seçimlerin göreli olarak bilerek muhalefete verildiği ama genel seçimler ile referandumların da AKP’ye verildiği” bir seçim manipülasyonu oluşturmuştur. Yerel seçimler genel seçimler ile karşılaştırıldığında daha önemsizdir. Çünkü bu Tek Adam Sistemi’nde yerel yönetimler muhalefeti iktidar yapmamaktadır. Bunlara seçim hilelerini de eklediğiniz zaman bu imkansız hale gelmektedir.

4- AKP yerel seçimlerde bilerek muhalefetin oylarına fazla karışmamıştır. Geçen yılki seçimlerde olduğu gibi gerek HDP ile CHP içine yerleştirdiği ajanlar ile gerekse de müşahitin olmadığı sandıklarda oyları kaydırarak (20 bin sandık) bilerek oy hırsızlığı yapmıştı. Ama bu sefer bunları yapmamış ama kendi meşruiyeti MHP gibi darbe yemesin diye sadece hayali seçmen havuzundan oy çekip almıştır. Yerel seçimlerde muhalefetin kazanmasını ise dış dünyaya Türkiye’de demokrasi olduğu imajı için kullanmak istemiştir.

5-Türkiye’de demokrasi olduğu imajının oluşturulması, başta yabancı sermaye olmak üzere Batılı emperyalistlere bir dolaylı mesaj anlamına da gelmektedir. Bu mesaj ile Erdoğan kendi iktidarını bir darbe ile yıkmak isteyen güçlerde, seçim ile de bu işi yapabilecekleri yanlış algısını oluşturmak istemektedir. Böylece onları belirli bir süre daha oyalayarak rejimi tam oturtmak istemektedir.

6-Yerel seçimlerde muhalefetin kısmi zaferi, bir çok çevrede tekrar sefil bir şekilde tek seçimler ile faşist rejimin yenilebileceği umudunun doğmasına neden olmuştur. Bu durum biraz da rejimin “toplumun havasını almaya” dönüktür ama çok daha karmaşık bir politikanın ürünüdür. Tek bir nedene indirgenemez.

7-CHP’nin aldığı oyların önemli bir kısmı bir genel seçimde tekrar geldikleri  yerelere geri gidecek türden oylardır ve bu koşullarda bu oyların konsolide edilmesi mümkün değildir. Burada yerel seçimlerin dinamiği ön plana çıkarak aday eksenli bir oy kullanma olmuştur. Bu seçimlerde CHP’ye akan oyların parti yönetiminin değişmesi ile de alakası yoktur. Şayet Kemal Kılıçdaroğlu da olsaydı aynı sonuçlar ortaya çıkacaktı.

8-CHP adaylarının aldığı oyun %5’i DEM Parti’den, % 7-8’i İYİ Parti’nin Meral Akşener’in yanlış politik tutumundan dolayı ve % 5 de altılı masanın diğer küçük partilerin oylarıdır. Öyle denildiği gibi bu partilerin oyları yüzde sıfır virgül bilmem ne değildir. Buradan çıkan sonuç CHP’deki “emanet oylar” çıktığı zaman CHP’nin oyları aynı kalmıştır yani % 22-25 gibi.

9-Genel seçimler parti odaklı, yerel seçimler de aday odaklı seçimler olduğu için ve aynı zamanda ülkede AKP’ye karşı büyük bir tepki olduğu için, halk CHP’nin belediye başkanlıklarını kaybetmesini istememiştir. Ama ilk genel seçimlerde CHP eski oy oranına inecektir.

Bu yerel seçimler yanılsamalı bir zaferdir ve tek bu zafere güvenerek yol almak büyük bir hayal kırıklığı ile bitecektir. Geçen yılki seçimleri değerlendirdiğimiz yazıların birini şöyle bitirmiştik ki bu yazı için de uygun düşmektedir:

“Muhalefet partilerinin hileli seçimlerden yanlış sonuçlar çıkarmayı bir kenara bırakması gerekmektedir. Mevcut hileli seçim verileri kullanılarak hiçbir doğru sosyolojik çözümleme yapılamaz. Çünkü muhalefet seçimleri kazanmıştır ama çalınmasına mani olamamıştır. Rejimin amacı bu hileli veriler ile muhalefetin kendi içinde birbirine düşmesini sağlamak ve seçimlerden önce muhalefet içinde yapamadığı bölünmeyi, bu yanılsamalı ve hileli seçim sonuçlarıyla yapmaktır.

Yukarıda belirttiğimiz hayali seçmen havuzu olduğu müddetçe, hiçbir muhalefet rejim karşısında seçim kazanamaz. Muhalefet partileri lider değiştirme işlerini de bir kenara bırakarak, tartışmayı içe doğru değil dışa doğru, rejimin seçim sahtekarlıkları üzerine yoğunlaştırmalıdır.

Rejimin hile temellerini yoketmeden gelecek seçimlere hazırlanmak hem zaman kaybına hem de rejimin oturmasına neden olacaktır. Bu durumda ısrar ise mevcut muhalefeti, zamanla rejimin direk olmasa da dolaylı işbirlikçisi durumuna getirecektir. Çünkü muhalefet rejimin çerçevesini çizmiş olduğu bir politikaya hapsolacaktır. Bu durum orta ve uzun dönemde, muhalefet açısından sürdürülemez bir politikaya dönüşecektir.” (3)

Son söz : anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az !

 

Dipnotlar :

1-Kemal Erdem, Bir “Sandık Darbesi”nin Anatomisi, http://demokratikbirlik.org/bir-sandik-darbesinin-anatomisi

2- Kemal Erdem, http://demokratikbirlik.org/akp-mhp-ittifakinin-sandik-darbesi-ve-kisa-bir-degerlendirme

3-Kemal Erdem, Bir “Sandık Darbesi”nin Anatomisi, http://demokratikbirlik.org/bir-sandik-darbesinin-anatomisi